Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarının her bir ferdi bizim için kıymetli olup, her birinin farklı talep ve sorunları vardır. Ayrı ayrı talep ve sorunlarına değindiğimiz personelden bugün vaizler konusunu ele aldık.
“Âdeta vitrini” dedik. Çünkü Müftülükteki koordinatörlükler, cezaevleri, üniversite yurtları, gençlik merkezleri, okullar, konferanslar, TDV yurtları, huzur evleri, esnaf vb. görevlendirmelerinde hep vaizler vardır ve uygulama esasları öncelikle vaizlerin görevlendirilmesini istemektedir.
Din Hizmetleri Uygulama Genelgesine göre haftada 5+5 görev yapan vaizler fetva almak maksadıyla müftülüğe gelenlerin en fazla ziyaret ettiği personeldir. Bu münasebetle müftülüğün vitrini olarak odalarının masa, sandalye ve mefruşatı göz alıcı olmalıdır.
Vaaz, sohbet, dua, düğün, mevlid-i şerif ve cami buluşmalarında hep onlar görevdedir. Bu hizmetler ifa edilirken, eş değer diğer unvanlara olduğu gibi, vaizlere de hizmet araçlarından istifade etme imkânı verilmelidir.
Yine eş değer diğer unvanlara olduğu gibi vaizler de lojman imkânlarından istifade etmelidir.
Vaizlere, özlük hakları bakımından kadrolarına uygun haklar verilmeli, milli ve dini bayramlarda fiilen çalıştıkları günler için fazla mesai ücreti ödenmelidir.
Eğitim durumuna bakılarak ve mevzuatta düzenleme yapılarak vaizlerin hiyerarşideki yerlerinin belirlenmesi sağlanmalıdır.
Vaiz unvanıyla 10 yıl çalışanlardan ilahiyat alanında doktora yapmış olanların sınavsız olarak baş vaiz unvanına atanmaları, dini yüksek ihtisas mezunu olan vaizlerin ise, ilahiyat alanında yüksek lisans yapanların ve/veya beş yıl vaizlik yapanların sınavsız olarak uzman vaiz unvanına atanmaları sağlanmalıdır.
Vaizlere din hizmetleri tazminatı % 125 olarak uygulanmaktadır. Kanunda % 170 olarak verilebileceği yazılan din hizmetleri tazminatının yapılacak bir düzenlemeyle vaizler kadrosuna da verilmesi sağlanmalıdır.
Vaizlere, aynı kademede bulunan eş değer kadrolara sınavsız geçme hakkı tanınmalıdır.
Haktan ve adaletten yana olan Mil-Diyanet Sen olarak, aynı kademede bulunan personel arasındaki ücret adaletsizliğinin giderilmesinden yanayız. Vaiz kardeşlerimizle ilgili olarak; “zaten, ne yapıyorlar ki, müftülüğe bile gelmiyorlar” ifadesini yakıştırmak doğru değildir. Görev verildiğinde vaiz kardeşlerimizin en iyi bir şekilde yapacaklarından da şüphemiz yoktur.
Bu itibarla, Diyanet İşleri Başkanlığımızın taşra teşkilatındaki vitrini durumunda olan vaiz kardeşlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi ve statülerinin belirlenerek düzeltilmesi için çalışma yapmak, onlar için bir lütuf değil, hak olarak görülmektedir.