Mil Diyanet Sen olarak İstanbul Sözleşmesinin iptal edilmesi için ciddi çalışmalar yürüttük. Nihayet Türkiye olarak sözleşmeden çekildik. İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik ama o sözleşmeyi besleyen ana damar 6284; Hala yuvalar dağıtmaya, ocaklar söndürmeye, zinanın artmasına ve erkeği köle yapmaya devam ediyor. Basit bir karı-koca tartışması bile delilsiz ve belgesiz, kadına herhangi bir şiddet uygulanmadığı halde psikolojik şiddet bahanesiyle erkekler evlerinden, evlatlarından ve yuvalarından uzaklaştırılıyor.
Kadına şiddeti bitirmek şeklinde lanse ettirilen 6284, yapılan haksızlıklar karşısında yüzbinlerce erkeğin cinnet geçirmesine ve şiddete yönelmesine sebep oldu. Kısacası 6284 kadını koruyamadığı gibi kadın cinayetlerinin ve boşanma oranlarının artmasına sebep oldu.
6284; Süresiz nafaka ile erkek yıllarca yüzünü dahi unuttuğu eski karısına nafaka ödemeye mecbur bırakıldı. Bu sebeple yeni bir evlilik yapılamadığı gibi yıllarca süren boşanma süreçlerine neden oldu.
6284; Cinsel istismar iddiasını delilsiz ve şahitsiz sadece bir kadının veya çocuğun beyanına bırakıyor. Tek taraflı beyan ile adalet sağlanmaya çalışılıyor. Ayrıca taciz ve tecavüz “cinsel istismar” adı altında aynı kefeye konarak adaletsiz uygulamalara neden oluyor.
6284 sayılı yasadan önce 18 yaş altı dini nikâhla gönüllü genç evlilik yapan genç erkekler, devletten aldıkları evlilik cüzdanları yok sayılarak tecavüzcü diye hapse atılıp ağır cezalar aldılar. Her yerde geçerli sayılan ‘kadının beyanı esastır’ kuralı burada göz ardı edilerek binlerce anne ve çocuk babalarından ayrı yaşamak zorunda bırakıldılar. Hala babalarının hapisten çıkmalarını dört gözle bekliyorlar.
Tek taraflı kadının beyanı ve taciz iddiası ile binlerce insanımıza ağır cezalar verildi. Hangi adalet sisteminde böyle bir uygulama var? Bu kanun o kadar istismar edildi ki, “istediğim notu vermezseniz cinsel istismar iftirası atarım” diye yüzlerce öğretmenimiz hatta din görevlilerimiz bile iftiraya maruz kalarak ağır hapis cezaları aldılar.
Saydığımız bu nedenlerden dolayı 6284 sayılı yasayı milletimiz ‘Zulüm Yasası’ diye isimlendirdi. Bu yasa acilen yürürlükten kaldırılmalıdır. Ülkemizde aileyi ve toplumu ifsat etmek gayesiyle faaliyet gösteren bazı sözde kadın dernekleri ve dışardan fonlanan LGBT örgütlerinin tepkilerine aldırış edilmemelidir. Bazı televizyon kanalları ve sosyal medyanın algı operasyonlarının etkisinde kalınmamalı, aziz milletimizin feryadına kulak kabartılmalı ve bu yasa iptal edilmelidir.
Seçimlerin yaklaştığı bir sürece girmiş bulunmaktayız. Aziz milletimiz seçimlerden önce 6284’ün iptalini, süresiz nafaka zulmünün kaldırılmasını, kadının beyanı esastır saçmalığına son verilmesini, LGBT sapkın derneklerin kapısına kilit vurulmasını ve tüm faaliyetlerinin yasaklanmasını, zinanın tekrar suç kapsamına alınmasını, Rtük bünyesinde ‘Ahlak Denetim Kurulu’ oluşturulmasını, Minber Dokunulmazlığının yasalaşmasını, Dine, Allah’a, Kur’an’a, Peygamberimize ve kutsallarımıza yapılan saldırılara karşı caydırıcı yeni cezaların çıkartılmasını talep etmektedir.
Mil Diyanet Sen olarak, aziz milletimizin bu haklı taleplerini dile getiriyor, gereğinin yapılmasını yetkililerden talep ediyoruz. 07.08.2022
Celaleddin Gül
Genel Başkan